Aslında
kırmızı renk hiçbir boğayı kızdırmaz. Çünkü boğalar renk körüdür ve kırmızıyı
diğer renklerden ayırt edemezler. Boğa güreşinde matador boğayı eline aldığı
şapkasını şalını sallayarak kızdırır. Boğanın kırmızı şala saldırdığı inancı yanlıştır.
İspanya'da
boğaların kırmızı renge saldırdığı inancı, matadorların kırmızı başlık kullanmaları
nedeni ile yaygınlaşmıştır. Halbuki başlıklarda bu renk boğayı kızdırmak
için değil, seyircilere hoş görüntü verebilmek için seçilmişti.
Kırmızı
renk aslında insanları etkiler. Yapılan deneylerde bu rengin insanlarda kan
basıncını yükseltip, kalp atışını hızlandırdığı saptanmıştır. Bunun nedeninin de
kırmızının, kanın rengi olduğu sanılmaktadır.
Boğalar
arenada kırmızı rengi görünce asabileşmezler. Kendinizi boğanın yerine koyun.
Etrafınızdaki çığlık atan binlerce insanın ortasında, tozlu, gürültülü ve çok
sıcak bir ortamda, sırtınıza saplanmış onca kılıcın acısı içinde, bir de şapkasını
şalım sallaya sallaya üstünüze gelen bir adam varsa, yani kızmak için bu
kadar sebep varken, sırf rengi kırmızı diye bir bez parçasına kızar mıydınız?
Boğa
güreşi hakkında bilinen yanlışlar sadece bu kadar değil. Aslında boğa güreşi
geleneği İspanya'dan doğmuş değildir. İlk çağlardan itibaren boğa, kuvvetin,
dayanıklılığın ve verimliliğin simgesi olmuştur. Boğa güreşinin ilk versiyonu
antik Yunan, Roma, Mısır ve hatta Kore ve Çin medeniyetlerinde görülür.
Boğaya
Persliler taparlar, Afrika Zumları ise öldürüp safrasını içerlerdi. Tüm bu geleneklerin
temelinde, hayvanın gücü yatmaktadır. Bu geleneğin bir şekilde İspanya'ya
geldiği, Avrupa ülkeleri içinde feodal düzeni en son terk eden bu ülkede de kalıcı olduğu
sanılmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder