İster
inanın, ister inanmayın gösterilerde kılıcı yutanların yaptıkları numara sahte
değildir. Gerçekten kılıcı yutarlar. Ana problem gırtlak adalelerini rahatlatmayı
öğrenmek, böylece yutkunmaya mani olmaktır. Bu özellik haftalar boyu
süren egzersizlerle kazanılabilir. Kılıcın boğazı kesme ihtimali yoktur, çünkü
her iki tarafı da keskin değildir, yani kördür. Kılıcın ucu sivri gibi görünür ama
midenizin tabanına ulaşamayacak boyda bir kılıç geçerseniz bu da problem yaratmaz.
Kılıç
ve alev yutmanın büyük ustalarından Dan Mannix, bu konuda 1951 yılında bir
kitap bile yazmıştır. Mannix bu işi başarabilmek için haftalar boyunca, günde en
az bir saat, kesme ihtimali olmayan bir kılıç ile çalıştığını söylüyor. Birinci problem yutkunma refleksinden çıkmış. Yine haftalarca öğle yemeği yemeyerek, kılıç
boğazdan girerken boğazın büzüşmesi problemini halletmiş. Sonunda bir gün
kılıcı sokarken boğazı gevşeyebilir hale gelmiş.
Mannix
işin en zor yanını geçtiğini zannederken esas zorlukla Adem Elma'sı denilen
yerin arkasında karşılaşmış. Oradaki kıvrımı da geçmeyi başardıktan sonra,
kaburga kemiklerine de dikkat ederek, kılıcı kabzasına kadar yutabilme yeteneğini
kazanmış.
Kılıç
yutmayı evde kendi kendine öğrenmeye kalkışmak son derece tehlikelidir. Hele
bu numarayı yaparken konuşmayı profesyoneller düşünmezler bile. Yutmadan
önce ve sonra kılıcın steril hale getirilmesi de çok önemli bir husustur.
Çok
az da olsa katlanabilir kılıçları kullanan bazı hilebazlar ortaya çıkınca, Mannix
kılıcı gerçekten yuttuğunu ispatlayacak başka numaralara geçmiş. Özel olarak
imal edilmiş, çok ince kalınlıktaki, elektrik bağlantıları sadece bir tarafında
bulunan, 'U' şeklindeki bir neon tüpü yutmuş. Elektrik verilip neon lambası
yanınca, ışık vücudunun dışından da görülmüş. Böylece bu tip şeyleri gerçekten
yuttuğunu ispatlamış.
Mannix
ve asistanları işi öyle geliştirmişler ki, kızgın, kızarmış kılıçları yutma numaraları
bile yapmışlar. Tabii önce asbest bir kılıç kınını yutarak.
0 yorum:
Yorum Gönder